Herkese merhaba!
İki gündür birşey yazmadım. Film de izlemedim. Çünkü en son izlediği film beni bir müddet film izlemekten soğuttu desem yeridir. Onun yerine Friends izliyorum. Ama iki gündür blogu boşlamam iyi olmadı, dolayısıyla bugün ekimde vizyondayken izlediğim Marslı' nın kritiğini yapayım dedim. Biliyorsunuz Marslı, en iyi film kategorisinde oscar adayı filmlerden. Ayrıca Matt Damon' da en iyi erkek oyuncu kategorisinde oscara aday. Dolayısıyla biraz bu filmden bahsetmek istiyorum.
|
Marslı'nın Imdb puanı 8.1 ve başrolünde oscarlı oyuncu Matt Damon var. |
Bu film aslında aynı ismi taşıyan romanından uyarlama bir film. Resmini aşağıya koyarım. Ve benim kitaptan filme uyarlanan filmlerde en çok takıldığım şey kitaptan farklı olmaması. Maalesef bu filmde yine kitapta olmayan saçma sapan sahneler eklenmiş. Bu açıdan beni rahatsız etti. Onun dışında filmin görsel efektleri ilk izlerken insanı etkilese de, kitabını okumuş birinin bazı hataları ve olmayacak şeyleri görmesinin mümkün olduğunu da belirteyim. Astronot kıyafetlerinden, filmin çekildiği yere kadar bazı, ufak da olsa, hatalar fark ediliyordu. Ama yine de görsel efektler ve doğal olarak film güzel. Hele de filmi 3 boyutlu izlerseniz, ki şu an pek mümkün değil ama, filmin hakkını vermiş olursunuz. Filmdeki diğer bir şeyden bahsedeyim, Matt Damon' ın performansı. Evet, fena değildi. Ama oscarı kazandırır mı? Bu sene kazandırabileceğini pek sanmıyorum. Şu ana kadar izlediğim kadarıyla diğer oyuncular daha iyiydi. Yine de farklı bir gezegende tek başına yeterli erzak olmadan kalan bir adamın çaresizliğini de, problemlere analitik yaklaşımını da, her olumsuzlukta yılmadan yeniden çözüm üretmesini de gayet başarılı canlandırdı.
|
Kitabın orijinal kapağı bu şekildeydi. Ama maalesef her filme çevrilen kitabın kaderini bu kitap da paylaştı, artık kapaklar kocaman bir Matt Damon! |
Gelelim filmin konusuna. NASA' nın Mars'a gönderdiği 3. ekibin bir parçası olan Mark Watney adındaki astronot, Mars'ta çıkan kum fırtınasında diğer ekibinden ayrı düşer ve ekip onu öldü düşünerek arkada bırakır. Kum fırtınası bittikten sonra Watney, astronot kıyafetindeki yırtığa kanının dolması ve orada pıhtılaşması sayesinde hayatta kalır ve yarasına müdahale edebilmek için kurulan çadıra gider. Ve bu şekilde Mars'ta hayatta kalma çabalarına başlamış olur. Her türlü sorunla, her türlü problemle karşılaşır ancak yine de yılmaz. Bu arada, NASA' nın Mars'a bakan biriminden bir eleman, Mars'ta olağandışı şeyler olduğunu uydular aracılığıyla fark eder ve Mark Watney' in hayatta kaldığını anlar. Tabi tüm Dünya bu haber üzerine şaşkına döner ve Mark Watney' i sağ salim Dünya'ya getirmek için çalışmalara başlar.
|
Matt Damon, güzel performans gösterse de bu sene oscardaki şansı çok da yüksek değil, sizce? |
Filmin, daha doğrusu kitabın konusu çok harika. Şu ana kadar okuduğum en güzel bilim-kurgu kitabıydı. Çok fazla uzay, fizik, uzay bilimi terimi olsa da bir çırpıda bitiyor. Filmi kitabın bu bazen aşırıya kaçan bilimselliğinden kurtarmaları ve eğlenceli bir çizgiye getirmeleri seyirciyi filmi sıkılmadan izlemesi için yapılmış bir hile. Ama yerinde bir hile, kitaptaki kadar bilimsel olsaydı, ki filmde de bilimsellik vardı çünkü NASA'dan bahsediyoruz, seyirci çok sıkılırdı. Ama bu, kitaptaki mantıklı ve düzgün sonu, filmde berbat etmelerinin açıklaması
kesinlikle olamaz.
Evet, bilim-kurgu, macera ve dram dalındaki Marslı, benim izlemekten -sonu hariç- zevk aldığım bir filmdi. Diğer bir beğendiğim ama kesinlikle anlamadığım bilim-kurgu filmi de, Interstellar' dı. Evet Interstellar' ı da izlemekten keyif aldım ancak anlamadım. Ve açıkçası bu tarz konulu filmleri pek sevmiyorum. ''Dünyanın sonu geldi, hadi hep beraber yaşanacak başka bir gezegen arayalım!'' Ne kadar saçma sapan bir konu bu böyle!! Bu tarz filmlerin konusu Allah' a şirk gibi geliyor bana. Ve maalesef ben bunu, filmi izledikten sonra fark ettim.
Marslı Imdb' den 8.1 puan almış. Süresi de 2 saat 24 dakika. Türkiye' de çok uzun süre vizyonda kaldı bu film. Zaten tüm salonun dolmasından ve tüm salonun verdiği tepkilerden filme en çok para kazandıran ülke olma ihtimalimiz oldukça yüksek, siz ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder